Bu haftasonu hava soğuk ama güneşliydi. Sabah İstanbul Modern'deki çocuk atölyesinden sonra ne yapsak diye düşünürken kendimizi Eminönü'ndeki favori mekanımız hayvan ve bitki çarşısında bulduk.
Buradaki renk çeşitliliği sadece çocukları değil, her gittiğimizde bizi de cezbediyor. Bir ritüelimiz var diyebilirim, her gidişimizde aşağı yukarı aynı şeyleri yapıyoruz.
İlk gittiğimiz ve en uzun kaldığımız yer hayvan ve bitkicilerin olduğu çarşı.
Genelde kuşçulara çok ilgi göstermeyip şöyle bir geçsek de, balık dükkanlarını tek tek dolaşıyoruz.
Amelie filmindeki gibi elimizi çaktırmadan bu çuvallara daldırıyoruz, (evet itiraf ediyorum yapıyoruz bunu)
Limonları ve çiçekleri kokluyoruz.
Oradan Tahtakale'de bijutericilerin sokağına dalıp, kolye bilezik faaliyet malzemeleri topluyoruz.
vee Mısır çarşısından geçip otoparka yürürken kuruyemişçi ve baharatçılardan evin eksiklerini tamamlanıyor.
Bunlar da bizim için "Prenses Yasemin"'in ayakkabıları, en sevdiğimiz objelerden.
Eminönü'nde vakit nasıl geçiyor anlamıyor insan. Sabah gittiyseniz, Hamdi'de manzaraya karşı bir öğle yemeği, bu gezinin üzerine çok iyi gidiyor.
Pazar günü açıkmi acaba sultan papağani bakicamda
YanıtlaSil